19 Mayıs 2013 Pazar

NEREYE KADAR?

Bizler Dünya’nın dört bir yerinde, yaklaşık olarak 7-8 milyon TRABZONSPORLUYUZ. Türklük ve Trabzonluluğun yanında bizleri bir arada tutan ortak paydamız TRABZONSPOR. Gündelik yaşantımızın içinde birçok konu vardır ama mutlaka ve mutlaka günde bir kez TRABZONSPOR’u konuşmadan yapamayız. Hatta öyle anlar olur ki TRABZONSPOR’dan başka bir şeyde konuşmayız…


Her bir TRABZONSPORLU’nun tek düşüncesi vardır o da ŞAMPİYONLUK. Bizler sezon başında yönetimimize, hocamıza ve futbolcularımıza güvenmesek bile asla başarısızlığı dile getirmez ve kabul etmeyiz. Hani Ünal Aysal diyor ya “Bizim Kültürümüzde Irkçılık Yok”, Bizim Kültürümüzde de“BAŞARISIZLIK” yok ve başarısızlıkları da asla hazmedemeyiz. Tıpkı bu sezonu hiçbirimizin hazmedemediği gibi…

Trabzon Şehrinin moral ve motivasyon olarak hat safhaya çıktığı 2010-2011 sezonunda ŞAMPİYONLUĞUMUZUN Çalınması, Trabzon'un ve Trabzonsporlular'ın sistematik bir şekilde ÖTEKİLEŞTİRİLMEYE çalışılması, Başbakanından Milletvekiline, Federasyonundan Hakemine, Saha içinde ve saha dışında ülkenin bütün dinamiklerinin bu ÖTEKİLEŞTİRMEYE Çanak tutması sonucunda, iki sezondur gelen BAŞARISIZLIKLARI Hiçbirimiz Hazmedemiyoruz. Tıpkı 1996 ve 2005‘i hazmedemediğimiz gibi…

Ancak 3 Temmuz 2011’den bu yana Biz TRABZONSPORLULAR bir şeyi çok iyi anladık oda, “BİZİM BİZDEN BAŞKA DOSTUMUZUN OLMADIĞIDIR.” Yine bu 3 Temmuz sürecinde gözler önüne serilen bir diğer gerçeklik ise “TRABZONSPOR NE ZAMAN ZİRVEYE ÇIKMIŞSA VE NE ZAMAN ÖNÜMÜZDEKİ 10 YILA DAMGA VURACAK BİR GÖRÜNTÜ YAKALADIYSA,YAPILAN SAHA İÇİ VE SAHA DIŞI OYUNLAR SONUCUNDA HEP 10 YIL GERİYE İTİLMİŞTİR.”Tıpkı 1996, 2005 ve 10-11 de olduğu gibi…

Daha önce yaşadığımız bu travmaları maalesef atlatamadık, olayın boyutları başarısızlığı hazmedemeyen taraftarlarımızın İntiharlarına kadar gitti. Ancak 2010-11 Sezonunun arka planının belgeleriyle beraber ortaya çıkmasıyla BİZ TRABZONSPORLULARIN bir tutar dalımız oldu, o da “ADALET”

Hep beraber adalete sığındık. Dünyanın dört bir yanında eylemler, yürüyüşler yaptık. Uefa’dan 
Fifa’ya kadar üst düzey kurumları mail yağmuruna tuttuk. Yani demokratik haklarımızın dışına çıkmadan“ADALET” peşinde koştuk. Adaletin olmadığı yerde anarşi başlar, dedik ama Vatan Haini ve Terörist ilan edildik…

Tüm bunlara rağmen bizler mücadelemizi sürdürürken, ülkenin bütün dinamikleri de yaşanan buAHLAKSIZLIĞIN üstünü örtmek için mücadelesini sürdürdü. Ve tüm bunları yaparken zamanla bizlerin direncini kırmak ve yıldırmak içinde mücadele ettiler. Onların bu tutumları karşısında bizlerin daha da kenetlenmesi ve mücadelemizi bir üst seviyeye çıkarmamız gerekirken, istediklerini yapmaya başladık. “BİZ” Kelimesinin yerine “BEN” Kelimesini kullanmaya başladık. Tek ses olacağımız yerde Gruplaşmaya başladık.“O”, “BU”, “ŞU” gibi kişi zamirlerini kullanarak birbirimizi “Ocu, Bucu, Şucu” yaptık…

Bunlarda yetmedi, mücadelemizi sahada alınan kötü sonuçlara endeksleyip, “BİZ BU MİLYONLUK EŞEKLER İÇİN Mİ MÜCADELE EDECEĞİZ?” deyip davamızdan vazgeçtik. Oyunculara vurduk, Hocaya vurduk, Yönetime vurduk ve sırayla hepsini kaybettik. Ya onlar ne yaptı? Şike ve Organize Suç Çetesi kurmaktan 6 yıl 3 ay ceza alan başkanları için Metris’in önünde yattılar, profillerine “Organize Suç Örgütü Üyesi, Sonuna Kadar Aziz Yıldırım” yazdılar, İstifa eden hocalarının evinin önünde yattılar,Oyuncularını omuzlarda taşıdılar, bla bla bla… Kısacası “HAKSIZ DAVALARINA SAHİP ÇIKTILAR.”

Bizlerse saha dışındaki kaybettiklerimizi saha içinde de kaybederek resmen dibe vurduk. Kusura bakma TRABZONSPORLU ama bu duruma bizlerde “ÇANAK TUTTUK”. Bize oynanan oyunların karşısında olacağımıza “BEN” Anlayışı yüzünden birçoğumuz içine girdik. Bunun en büyük kanıtı da “ZİNCİRİN SON HALKASI” olan Başkanlık seçimleridir…

Trabzonspor için bu seçimlerin dönüm noktası olacağı aşikârdır. “DEVRİM” Anlayışıyla yola çıkan 5 başkan adayı da, “ARTIK TRABZONSPORDA BAZI ŞEYLERİN DEĞİŞMESİ GEREKTİĞİNİN FARKINDA.” Bu durum içimizdeki İrlandalıları tedirgin ettiğinden dolayı; Trabzonspor’u nasıl daha iyi yerlere taşırız, bu buhrandan nasıl çıkarırız diye düşünüp, çözüm arayacağımıza, yine kişi zamirlerine başvurarak: “O bunu yaptı, Bu onu yaptı, Şu bunu yaptı.” Diyerekten BİRBİRİMİZİ VURMAYA BAŞLADIK

Peki !!! Nereye Kadar?

“TRABZONSPOR KİMSENİN MALI DEĞİLDİR” Diyerekten Trabzon’u UYUTUP, bundan Yıllarca NEMALANMAK Nereye Kadar? 
“BU KİŞİ BAŞA GELİRSE BENİMDE ÇIKARLARIM DEVAM EDER” Anlayışıyla her kongre döneminde KAVAK YAPRAĞI gibi bir o tarafa bir bu tarafa dönmek Nereye Kadar?
“PARASI VAR MI? PARASI VARSA BAŞA GELSİN!” Mantalitesiyle “Paraya Karşı Emeğin Savaşını Vermek Nereye Kadar?
“BİN DÜŞÜNÜP BİR KONUŞMAK” Yerine “Bir Düşünüp Bin Konuşmak” Nereye Kadar?
“Yaşadığımız tüm bu haksızlıklara rağmen, seçim döneminde %61 oy vererek buradan uğurlamak”
NEREYE KADAR?

NEREYE KADAR TRABZONLU?
NEREYE KADAR TRABZONSPORLU?
NEREYE KADAR EY ADALET YOKSUNU ÜLKEM NEREYE KADAR?

ÜNAL BULUT ( @BordoMaviEfsane )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder